Lady Gaga'nın Neden Fanatik Bir Tutkunuyum?
Lafı çok uzatmaya gerek yok. İçinde yaşadığımz şu sosyal çağda kendi yalnızlığımı yok edebildiğim tek zaman korkmadan gay olduğumu insanlara söyleyebildiğim zamanlar oldu. Ondan öncesi lise, ilköğretim yıllarımın tamamı arkadaşsızlık içinde 'top' diye dalga geçilerek geçti. Toplumdan, ailemden, arkadaşlarımdan yani kısaca herkesten korkuyordum. Değişmek için çok yalvardım çocukluğumda. Yakarışlarımda ya heteroseksüel bir erkek olmak istedim ya da bir gün bir kadın olarak uyanayım ama hep kadın olarak doğmuş olayım. Erkek olarak kendimi bildiğim zamanlar koca bir kabus olsun istedim.
Ancak anlamamakta ısrar ettiğim şey eşcinselliğin doğuştan geldiği gibi bunu yaşamak için bir hakkım olduğu gerçeğiydi. Ben böyle doğdum (Lady Gaga - Born This Way).
Lady Gaga'yı ilk kez 2009 sonlarında Paparazzi klibi ile tanıdım. Çok güel bir pop şarkısı ve film gibi bir kliple Lady Gaga artık kendi markasını da oluşturuyordu. Hiç tanımadığım bu kadından neden bu kadar çok etkilendim bilmiyorum. Ama o da farklıydı, farklı bir duruşu ve cesareti vardı, bende olmayan. Belki de onun cesurluğu beni hızla etkiledi. Sonra diğer şarkılarına baktım. Böylece The Fame albümündeki çoğu şarkıyı tanımaya ve sevmeye başladım. Just Dance, Love Game gibi kliplerini izleyip hayranlık duymaya başladım.
Bu kadın farklı, özgür, özgürlüğü ve ana temada cesurluğu da işliyordu. İşin garip kısmı ne kadar cahil biri olduğum gerçeğinde gizli. Wikipedia'dan Lady Gaga biyografisine baktığımda en aşağıda gördüğüm LGBT Desteği başlığını ben müzikle ilgili bir şey sanmıştım. Altını hiç okumamıştım bile.
Ardından Lady Gaga Bad Romance klibiyle geldi ve The Fame albümünün 8 yeni şarkısıyla The Fame Monster EP'sini çıkardı. Böylece artık Lady Gaga Fan Club'da en önlerde yerimi almıştım. Ardından kısa bir süre sonra Lady Gaga'nın lgbt desteğinin ne olduğunu öğrendim.
Bakın burası çokomelli!
Bu ana kadar dünyada eşcinsel hareketi olduğunu, lgbt'lerin haklarını savunduğunu, ne yalnızız ne yanlışız, alışın buradayız dediklerini bilmiyordum. İlk kez Lady Gaga sayesinde pride yürüyüşleri yapıldığını öğreniyorum. Gaga'nın 2009 onur yürüyüşünde yaptığı Obama konuşmasını ve eşcinselleri nasıl savunduğunu görüyorum. Adeta kahramanım olmaya başlıyor.
İnsanlardan korkarak ve yalnızlık içinde koca bir 15, 16 yıl geçirdikten sonra içimde kimliğimi kabullenme ve artık onu yaşama isteği de böyle doğdu. Yani Lady Gaga bana uzaktan uzaktan el verdi sanki içime umut oldu desem abartmış olmam.
Ardından gelen albüm Born This Way'le artık gay olduğunu gururla kabul eden birine dönüşmüştüm. İnternette lgbti haberleri okuyan, gökkuşağı bayrağına artık büyük bir hayranlık duyan biri olmuştum. Tabii her gün Lady Gaga dinleyip dans etmek de cabasıydı. Türkiye'de lgbt derneklerinin olduğunu internetten öğrenmem ve buralara bir gün gitmek istemem de böylece kendim olma konusunda beni epey ileri taşımıştı.
Üniversiteye geçtiğimde artık arkadaşlarına gay olduğunu söyleyen, onlarla böyle arkadaşlık kuran, yalnız olmayan biri oldum.
Bakın şu bir başarıdır. İlkokulda bütün sınıfın top dediği çocuk üniversitede devletin erkek öğrenci yurdunda bütün koridordaki arkadaşlarıyla onlara gay olduğunu söylemesine rağmen sorun yaşamayan ve iyi arkadaşlık ilişkileri geliştiren biri olmuştum. Nereden nereye dedikleri bu yaşam öykümde işte içimdeki 'ben' olma fitilini ateşleyen Lady Gaga'dır.
Bu yüzden de Dünya'nın dört bir yanından Lady Gaga'nın little monster dediği kitlesi Lady Gaga'ya çok bağlıdır. O benim için şarkıcı ve sanatçıdan çok daha fazlasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder